uçurtma şenliği iptal olmuş bir çocuğun
gözleriyle bakıyorum hayata
gün yok,ay yok,yıl yok
kayıp ninnilerin,yalan masalların söylendiği
zamanlara sürdüm tahtadan atımı
maviyi bulacağım diye diye
bir arpa boyu yolun sancısı
en çok gözlerimi yordu
kussun öfkesini bulutlar,indirsin yağmurlarını
bu çamurlu yollar caydırmaz beni
ben ki yıkılmış evlerin sağlam kalmış fotoğraflarından fırlayıp
çocukluğumun izini sürüyorum
ne çok kayıp vermişim,ne çok yenilmişim
bağrına taş basan bir ananın dizinde bozlak dinlemişim
sonra büyümüşüm büyümüşüm hep çocuk kalmışım
kendi başımı kendi omzumdan alıp
usulca şiire bırakmışım
yıkılmadım,ayaktayım
mevsimler ömür hırsızı
hepimizden çalıyor
canı burnunda bahar gayda çalıyor
bak gördünmü işte
havaya,suya,toprağa
bir fiil çekimi gibi düşüyor cemreler
tanıklık eden gözlerim hüznü ötelesin
biliyormusun hüzün her mevsim aynı
eylül de aynı
ekim de aynı
kasım da desen yine aynı
hani mart desen
bir koşu gidip geleceğim
kara günlerde kalmış kara gözlerime
ayların,mevsimlerin saçlarını yolmakla
yılların öcü alınmıyor,alınmıyor işte...
YORUMLAR