SEVİL KÖSE

SEVİL KÖSE

ZEYTİN KELİMELER
[email protected]

Ölüm Var ve Sen Her Yerden Dönülür Sanıyorsun...

25 Aralık 2023 - 00:01


Beni sorarsan,
Kış işte
Kalbin elem günleri geldi
Dünya evlere çekildi, içlere
Sarı yaseminle gül arasında
Dağların mor baharıyla
Sis arasında
Denizle gül arasında
Yanımda kediler, kuşlar
Fikrinden dolaşıyor
Hiçbir iktidarı sevmesem de
Sobanın iktidarında
Çarpışa çarpışa nasılsa
Büyüyebilen kızlar
Uslu, sakin, ölümü bekliyorlar
Yaşlılık
Dev mi oldular, başkaları
Üstüne üstüne gelip korkusuz
Güçlerini deniyorlar…….Gülten AKIN

Ah diyorum ah, sobanın iktidarı mı kaldı ki. Ne o eski zemheri, ne o eski kara kışlar, ne üzeri çay demli sobalar. Kovasında talaş dolu sobanın etrafında ıslanmış çoraplarını kurutan çocuklar çoktan büyüdüler.

‘’Ölüm var ve sen her yerden dönülür sanıyorsun’’ Dönemezsin işte, dönemezsin. O  hüzünlü yollar yüründü ve bitti. Çiçekler artık herkesin kendi penceresini süslüyor. Sana kalan tarumar bahçelerin savrulan gazeli.

Sen neyi soruyorsun, beni mi, bizi mi. Ben de yok, biz de yok. Masallar yok, kar kaplı toprak damlar, donan çeşmeler, hatta burnu havuçtan, gözü kömürden  kardan adamlar bile yok. Olmayan kışların ayaz penceresinden dışarı bakıyoruz. Bir çocukluğumuz koşuyor gözlerimizin önünden, bir büyüklüğümüz. İki yakası bir araya gelmeyen yıllar ve ömrümüzün son yokuşları.

’’ İnsan kendine mektup yazamıyor ‘’ Diyor Didem Madak. Oysa ben çok uzun mektuplar yazıyorum kendime, adrese teslim. Kış insanı biraz da eve hapsediyor,baharın dışarıya davetinin aksine teslim oluyorsun kışa.Zemheri kapıyı çaldı, içeriye alsak da almasak da bekler kapı önünde. O dışarıdan seslenir, siz içeriden. O hiç eskilerden bahsetmez, siz sayıp dökersiniz ‘’Eskidennnnn’’ Diye.

Sabaha karşı ayaza kesmiş odaların soğukluğuna bir bardak çay yetişir. İnsan sormaz mı hiç kendi kendine şiirle içilen sıcak çaylardan ağzın hiç yanmadı mı diye. Elbet de sorar ama yanan ağzımız mı ciğerimiz mi işte o tartışılır. Şiir işte çayla karışık şiir, nasıl yakar insanın ciğerini. Geçmişin çocuk özlemi içimizde tepinir kalır.

Bir yokuş olsa da buz da kaysak ,kardan adam yapsak, ışıldayan karların üzerinde yürüsek,kar topu oynasak diyorum. İçimdeki ses hemen büyüdüğümü hatırlatıyor.Olsun ne olmuş ki büyümüşsem, yine buzlarda kayabilirim, kardan adam yapabilirim.

Yılın son ayı içinde taşıdığı yükle koşuyor yeni aya.Ne diyeyim ki ,kaderi bölüştür dün, bana yazmak, sana susmak düştü. Kış işte diyerek koca bir yılın on iki ayını şiir diye tanımlayamam ki.

Sustuklarımız şiir, konuştuklarımız türkü olsa olmaz mı.Her an yıkılıverecekmiş gibi duran bir çınarın gölgesinde yazı yaz gibi değil ,kışı kış gibi değil işte. Çocukluğumuz o hiç dönmeyecek trene bindi gitti. Giderkende eli boş gitmedi tabiki, zemheri bile olsa sıcak çocuk gülüşlerimizide götürdü.Dedim ya ‘’Ölüm var ve sen her yerden dönülür sanıyorsun’’ Dönemiyorsun dönemezsin

Zemheri dökülür kar yanığı yüzünden/ İnsan ne kaybeder ki özünden/Yemin ettiyse dönmez sözünden/Geriye kül kalsa bile közünden/Bir türkü Söyle kırılmış sazından/Kış işte………
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum