SEVİL KÖSE

SEVİL KÖSE

ZEYTİN KELİMELER
[email protected]

TOHUM EKECEK TEMİZ EL YOK MU ?

27 Mayıs 2024 - 00:01

Kirlenmek güzeldir diye diye, tüketim çılgınlığına alet olduğumuz yetmemiş olacak ki, temiz olmak neredeyse suç sayılacak duruma geldi. Atina sokaklarında güpegündüz elinde lamba ile dolaşan Diyojen’ ne arıyorsun diye soranlara ‘’Adam arıyorum ‘’ Diyor. Adam aramak, ya da niye adam aramak. O kadar insan arasında gündüz dolaşırken üstelikte elinde lamba ile. Aradığı muhtemelen düzgün adam aramaktı. Diyojen böyle dolaşırken, Büyük İskender sorar.

Dile benden ne dilersen ?
Diyojen, Gölge etme başka ihsan istemem diye yanıt verir.
Büyük İskender bu yanıta biraz bozulsa da renk vermez, neden böyle söylediğini sorar.

Diyojen, Ben nefsimi kendime esir ettim. Sense servetin, saltanatın ve nefsin peşinden koşuyorsun. Diye yanıt verir. Nefsinin kölesi olan bir adam bana ne verebilir ki diye de ekler.

Nefsine yenik düşmeyen insan bulmak, o zamanlar ne kadar zor ise bu gün de o kadar zor. Eskiden olsa on adamdan biri kötü olurdu, oysa günümüzde on adamdan biri iyi dokuzu kötü. Nasıl bu kadar her şey vidasından çıktığına dair bir çok sebepler sayılabilir tabi ki. Soyguncunun, hırsızın, katilin, iş bitiriciliğinin, adam kayırmacılığın pirim yaptığı bir zaman da kul hakkından hiç söz etmeyelim bile. Üstelikte hiç affı olmayan  kul hakkı üzerine söylenecek çok söz olmasına rağmen sanki hiç böyle bir şey yokmuş gibi yaşamak  yüz karasıdır.

Adamın biri hırsızlık yaparken yakalanır. Ceza alacağını anladığında avucunun içine bir avuç tohum alır hükümdarın karşısına çıkarılır.  Neden çaldın, diye sorar hırsıza. Hırsız karnım çok açtı çalmak zorunda kaldım diye cevap verir. Ne olur beni affedin hünkarım, hem beni affederseniz size altın tohumu vereceğim diyerek sözlerine devam eder. Hükümdar , sen kendin ek  o tohumları, hem hırsızlık da yapmazsın diyor hırsıza. Hırsız aman efendim ben ekemem bu tohumu, ömründe hiç hırsızlık yapmamış olacak bu tohumu ekenin, işte o zaman tohumlar altına dönüşecek. Hükümdar, ben bahçıvan mıyım, vezire verin vezir eksin tohumu, vezir telaş içinde aman efendim ben hiç anlamam ekimden, dikimden diyerek, o da yardımcısına devreder. Vezir yardımcısı , veziri ile göz göze gelir. O anda hükümdar seslenir, hepimiz adama altın verelim, tohumu nasıl paraya çevriliyor göstermiş olalım Vezir adamın kulağına eğilir ve şöyle söyler. Bu kadar ders yeter, hiç birimiz bu tohumları ekecek durumda değiliz var git yoluna. Hırsız atılan altınları toplar gider.

Anlaşılan o ki, koca sarayda çalmayan yok , tohumu ekecek biri  çıkmamış. İnsanlara ara ara böyle deneyler yapılsa ne iyi olur. Minareyi kılıfı ile çalanlar, onu saklayacak yeri, ya da mazereti de hemen buluyorlar. Hep bu dünyalık her şey , hep bu dünyalık.  Hep bu günü kurtarma peşinde insan. Diyojen gibi elimizde lamba adam arayacak değiliz elbet de, ne olacak bu gidişat diye de sormadan edemiyor insan. Eh işte ,dinini tilkiden öğrenen,tavuk çalmayı sevaptan sayar. Ah o tilkiler organize oldularmı memleket de gezmedik kümes koymazlar.

Tohumu ekecek temiz bir el bulamıyoruz, evet bulamıyoruz. Kirlenmek güzel , bu günü kurtarıp yarını düşünmemek güzel, üstelik de kolay. Yok mudur ‘’ Temiz eller operasyonu yapacak’’ merci ? Olmaz mı hiç insanın en büyük adaleti kendi vicdanıdır. Bir dönüp kendi vicdanına sorsa belki kendini hizaya çekecek ama bunu da yapmıyor. Eğitim kurumlarında ilk öncelikli dersi İYİ İNSAN KİME deniri öğrenmek ve öğretmek zorundayız. Aksi halde  tohumu ekecek temiz el bulamadığımız gibi ,elimizde lamba, gündüz adam arayacağız. Nefsine, saltanatına, servetine yenilmeyen insanlar beri gelsin. Güzel ve yaşanılacak bir dünya kurmak için temiz ellere ihtiyacımız var. Vicdanından geçen buyursun gelsin.Öteki tarafta buğday biçtirmiyorlar adama,ilk önce temiz elle tohum atabilecek insan olalım.

YORUMLAR

  • 0 Yorum