Var olmak adına yok olmayı en başından kabul etmiş Türk Milleti sonsuzluğa yol alırken bayrak teslimine benzer görev ve zorunlulukları vardır yeni nesillere bırakacağı ve bunlardan bir tanesi Cumhuriyettir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ''Ya İstiklâl ya Ölüm'' hedefiyle manda ve himayeye karşı duran Türk Ulusunun en büyük kazanımı olan Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlamanın onuru, gururu ve heyecanını yaşıyorum.
İstiklâl mücadelemizin önderi, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşları başta olmak üzere bütün şehit ve gazilerimizi şükran, saygı ve rahmetle anıyorum.
27 Ekim 1923'te İcra Vekilleri Heyeti'nin istifası ve yerine meclisin güvenini kazanacak yeni bir kabinenin kurulamaması üzerine Mustafa Kemal Paşa, yönetim biçiminin Cumhuriyet olması için İsmet İnönü ile birlikte bir yasa değişikliği tasarısı hazırlayarak 29 Ekim 1923'te Meclis'e sundu. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nda yapılan değişikliklerin kabulü ile Cumhuriyet, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından ilan edilmiş oldu.
Etrafımızda olup bitenlere şahit oldukça, parçalanan komşulara baktıkça ve ülkemize sığınan mültecileri gördükçe bir daha anlıyoruz Cumhuriyetimizin değerini. Yarınlarda var olabilmek bugünlerde atacağımız doğru adımlara bağlı. Geçmiş nesiller zor şartlar altında bizlere nasıl bir Cumhuriyet bıraktı ise bizde gelecek nesillere sağlam bir Cumhuriyet bırakmalıyız. Bu tarihi gün ve sembolik değer 100. yıl! Bizi biz yapan ortak değerlerimiz etrafında her zamankinden daha güçlü bir şekilde kenetlenme günüdür.
Cumhuriyet, ahlaki değer ile niteliklere sahip bir idaredir ve Cumhuriyet fazilettir.
Yüz yıl önce yoktuk ve yüz yıl sonra olmayacağız ama Cumhuriyetimiz sonsuza kadar var olacak. Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun. Ne mutlu Türküm diyene.
YORUMLAR