YÜKSEL KÖKER

YÜKSEL KÖKER

[email protected]

22.02.2022 - 22.22

28 Şubat 2022 - 00:11

... tabii ki var olduğunu düşünerek bir kez daha düşünüyorum son söyleyeceğimi! 

Uzaklık derin bir nefes yakından ve şimdi gitme zamanı hiç yakınmadan! Sembolik rakamlar ile kozmik düşünceden dökülen anbean mânâya dem bugünün tarihi: 22.02.2022 ve saat:22.22!
Derin bir iç çekme, sakın ağlama, umutsuzluğa kapılma, kulak ver yüreğinin sesine, sonra mı 
 "duhâ" kușluk vakti bir ayet serinliği düşecek; “Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da.”

Mânâya mülhem dilinin döndüğü yere kadar mı yoksa bilginin yettiği yere kadar mı yazmak? Dilinin döndüğü yere kadar yazmak! Her bir şeyi bilmen ne mümkün, zaten bildiğin kadar yazıyorsun ve bilgiyi sonradan öğrenebiliyorsun. Dilinin dönmesi bașlı başına
bir yetenek ve onu sonradan öğrenemiyorsun!

Mümkünatına ne mümkün kesin bir derecesi yok dünya ölçülerinde fecre uzanmalıyım! 

Yazdıklarını harmanlayıp düşünceni anlayan ile yazışırken metin dilinden hoş sohbet havası yakalıyorsun, sorulara bu şekilde cevap vermeye çalışıyorsun ve yeni anlatım biçimi geliştiriyorsun. Senden yana olumsuz eleştiri gelmediğine göre bu şekil yazmaya devam edilebilirim düşüncesindeyim.

Sebepsiz ruhumuz ödedi esriyen vuslatı, çünkü bedensiz söyleșilerimiz bedelsiz değildi!

Hâli hazırda ne var? Hiçbir şey yok bugünlerde çılgınca yazmaktan başka! Dünyalık buluşmalarımız gecikiyor, belki de hiç olmayacak! Bu durum isteyip veya istememekle alakalı değil. Biz imkansızı zorluyoruz ya da çok zor olanını seçiyoruz. O halde bir metnin içinde olmanın dayanılmaz hafifliğinde esrik rüzgara kapılıyorsun ve hiç fark etmiyorsun nereden eserse essin! Sonra senin düşüncelerin geliyor aklıma ve bir daha sebepsiz kaybolușlar yaşıyorum. Elinle koymuş gibi bulabileceğin bir yer orası ve çekip almak sana kalıyor, işte bu bahse konu tarih ve saat! Aslında senin çekim alanına düşen birine ulaşmak nasıl bir şey ise kozmik mânâ ile daha kolay ulaşabiliyorsun!

Hayat çok garip! Nasıl bir şey olduğunu bir bilsem ah, nasıl bir şey olmadığını da anlatırım!

Sana yazdığım her neyse ne? İlk yazıyor gibi bir heyecan taşıyorum. Zaten bu heyecan değil mi yazdıran, üstelik isteyerek yazmak ve ısmarlamadan! Ya senin yazdıkların ne olacak gıyabımda ve yazılanlar yazıldığı gibi durur mu sanıyorsun? İşte bu yüzden diyorum yazılanlar hafızana birebir yerleşiyor. Her okuduğun cümleler ihtiyaç duyduğun bir anda bilinç altından çağırıyorsun değil mi? Halbuki hepsini ezberle deseler ne mümkün? Yeri geldiğinde bunları söylemiştin şaşkınlığı ile karşı tarafında ezberini bozuyor. İçinden gelerek yazılanların gizemi böyle bir şey!

O halde kozmik vuslatı bekliyor muyuz? 

Bekliyoruz, yani aynı atmosferden yazıyoruz ve aynı sözlerin oksijenini soluyoruz. Nereye kadar yazmak? Mânânın bittiği yere kadar yazmak ve bitince de şiir olduğunu anlamak! Bu metinde geçen bahse konu tarih ve saat ne çağrıștırıyor sana? Senle birlikte var olmak ve sensiz seninle olmanın ne demek olduğunu anlamak lakin tesadüf mü tevafuk mu her neyse ne diyerek bu anı kollamak! 

YORUMLAR

  • 0 Yorum