Ve burun direğin sızlar dibi hasret tutan geceye nispet yanık tütsüler ile. Sonra mı? Hangi yana bakarsan bak el yordamı ve göz kararı yokluğun! Bakışların doğrudan yaklaşan tanımsız derdin derdine biçare ki, eskisi gibi değil fer kaybından kapanıyor çifte kavruk gözlerin. Muhteşem ișven kapalı devre, açık zihin ve dumur olmuş! Ne kadar uğraşırsan uğraş bir araya gelmeyen ayrışmaz düşlerin düşünde mevsim sonbahar!
Bir hayli zaman oldu yazdık ve çizdik. Mânâlar kendi akışında ve bulacaksın bir avucunu zahmet pınarına dayayıp su içer gibi. Öylesine kanacaksın lâkin sana yarayan kadarını alırsın, çünkü akıșta duygu deryasına tam yol ilerliyor.
Kapılmak var mı? Olmaz mı kapılmaya gör, hani gözlerin diyorum ya, çifte kavruk veya kestane! Bu sözlerimi oradan yakaladım, seyrine doyum olmaz bir manzaraydı ve hala oradayım biliyor musun? Haydi çık gel sevgili yazarım anı yazıya güzel resmediyorsun.
Tamam kuşların kanat çırptığı, tavukların yeme koşuştuğu, köpeklerin kuyruğunu simit yaptığı bir anı resmedip gelirim, inan gelirim diyorsam gelirim, bekle! Var mı gelecek olan ve bir isteğin? Tabii ki var canım lâkin sana zahmet olacak; kendini al gel diyorum yanına ve unuttum deme sakın! Kırıcı olmadı mı bu siparișin? Biraz ironi yaptım, üstelik ısmarlama davranışları sevmezken ama mevzu sen olunca işin rengi değişiyor ve mavi diyorum her tonunda sen olan! Göklerden bir haber mi var da renk tercihini yaptın. Yok mavi üzerime güzel duruyor Yüksel'im. Evet, kestane gözlüm mavi; gökyüzünde, denizde ve bir de senin üzerinde güzel duruyor. Haah kendine gel șöyle ve içim açılsın sevgili yazarım. Biliyor musun en sevdiğim ortak yanımızı? Bilmiyorum hadi söyle, tamam söylüyorum; ikimiz gökyüzüne bakınca mavi görüyoruz. Hadi ya bu mu ortak yanımız, bende çok özel bir söz söyleyecek sanmıştım yanılttın beni sevgili yazarım ve sıradanlık sana hiç yakışmıyor . Sözümü kesmesen devam edecektim, bir türlü gelemedim anlatmak istediğime. Hadi devam et bakalım canım benim. Peki devam ediyorum canım benim. Bugün on yıldır devam eden kurak günlere nispet çok güzel yağmur yağdı ve gökyüzü gri bulutlar ile kapalıydı, işte ben yine maviyi görebiliyordum biliyor musun?
Yine ters köşe ve yine çerçeveyi tutturdun, sen nesin söyler misin sevgili yazarım? Ne olabilirim ki, seni sevmekten sana olan sevgimi ifade etmekte zorlanıyorum ve elimden geldiği kadar ifade etmeye çalışıyorum ama edebiliyor muyum bilmiyorum. Daha fazlası ne var ona bakıyor ve duygu dünyamda hiç söylenmeyen sözleri aramaya devam ediyorum, ancak çok yorulursam kazı işine son veriyorum, sonra yine başlıyorum. Buraya kadar tamam mı çifte kavruk gözlüm? İyi gidiyorsun ve susup seni dinleyeceğim.
YORUMLAR