Ve dramatik zamanın romantik vaktine ışıksız gecenin yıldız keyfinde sensizliğin bir dağ başı sakin elden yalnızlığı düşüyor.
Güz geceleri üşütürken olmayan ılık nefesinden şafak söker ve zifiri karanlıktan tan yeri kızıllığını gölgeleyen bulutların ardına bırakır, sonra aralarından turuncu güneşin cılız ışıkları sızar. Sensizlik geçişlerinde kuş sesleri ağaçlarda cıvıl cıvıl ve yüksek kayalıklardan çift kartal uçar. Tırmansan kayalıklara keskin uçları ellerine batar ve duymazsın acısını.
Sensiz bir günü metne resmetmek gerçekten zor ve bir o kadar da detay istiyor. Uzak yakınlıkta hissedebilirsen yaşadıklarım bunlar ve yazılmaya değer olanları yazdım satır arası kayıp sevda sözlerine baktıkça bedensiz varlık misali etrafımda dönüp duracaksın! Hem varım hem yokum demenin nasıl bir şey olduğunu okudukça anlayacak ve bana hak vereceksin.
Ne var da öyle uzaktan bakar gözlerin alt alta sıralanmış dizelerden başka ne var çağrışımlar imgesiz devriklerin zehir atıkları. Gidecek şiirli yol var öyle mi? Sanma yazınca gidiyorum
ucu açık günlerin geçit vermez vuslatı. Çıplak bozkırların toprak görünen yüzüne geciken güz yağmurları bir damla hasret bırakır ve bıraktıkça yüzün düşer aynalara. Kuraksın kurak mevsimler gibi, değişen iklimine bir faydası yok büyülü sözlerin ve ne denirse ondan deyip geçmek vardı.
Bu metin sadece okununca sendeki intibası ve tahrip gücü değil, yüreğimdeki varlığınla bile iç çekişmelere sürüklüyor, yazdıkça bir sevdanın ömrünü ölçüyor vesselam.
YORUMLAR