Yüreğimin içinden birebir mânâ çevirisinden dimağa düşen kelimelerin karşılığı ve canlar diyor başka bir şey demiyorum. Zihinsel bakış ve olduğu gibi anlamak ve dahi sonrasının felaket olacağının farkında olmak!
Derin kaygıların gerçeğe dönüşmeden çok önce çatlaktan sızan görüntüleri var aslında anlaşılmayacak gibi değil lâkin anlaşılacağını anlamamak var prakmatik düşlerde! O hâlde günü kurtarmak uzak yarınları mı yok ediyor?
İyiden koyulașınca mavi düşler vitaminsiz hayatın gıdalı sözlerine ihtiyacımız var deyip sırası gelenleri anlamaya başlıyoruz. Ahlak ekip insanlık biçtiğimiz gün son bulacak bunca felaketler. Bulacak bilsen bulacak da hangi zamansız bir zamandayız?
Yeryüzünün yerle yeksan olduğu gün artık, zamanında başka bir zamanla yer değiştiriyor. Bu kadar olmaz diye bir şey yok! İnsanları ve doğayı sevdiğimi biliyorum lâkin yeterli değil, bir bilinmez bir bilineni götürüyor işte! Leb demeden leblebiyi değil Çorum'u anlayan zihinlerin azlığından başka şehirlere sürgün hayaller var ve balık istifi zaman katmanlarına teșne!
Durumdan vazife çıkarmak kolaycılık, durumu durumundan sıyırabilmek marifet değil mi? Öyle diyorsan yeter artık demenin yetmediği bir zaman ile yokuş aşağı akmayan düşlerimiz ve itelesek ondan önce yuvarlanmadan bir çaresi daha var. Sorunu yapanlardan sorunu düzeltmeyi beklemek sadece olup bitenleri unutmaya yarar. İşte hayat bazen yarım kaldığı yerden başlar, çünkü zamansız uğrayacak yerlerimiz varı da geçip en başa dönmenin zamanı. Hadi tut tutabilirsen zorluğuna katlanarak çekip gidenlerden olmamak. Kaçıp gitmek istediğin zamanlar olur, mesela bulutlara da dokunmak istersin ama elinde değil.
Anlat şimdi ve anlatacakların hiçbiri ahmakça olmasın!
Boş işlere ve kişiye duyulan hayranlğa o kadar boşa zaman harcayıp öğreneceğimiz çok şeyler oluyor ki geriye dönüp baktığınızda ne kadar çok eksik kalan yanlarımızın bunlarla tamam olmadığını anlıyoruz.. Tek bir şeyin bize yabancı olan gerçeğini ve ayrılığın kaç parça olduğunu anlatayım! Seni senden çokça alırlar ve hangisine gitsen birkaç yanı eksik!
Yalama olmuş fikirleri sıkma, sıktıkça gevşer.
Seni yakan düşler mi gevşedi? Biliyorsun bilakis bu sorunun cevabı içinde seni yakan insanlar olunca çakmağı çakanın kimler olduğunun önemi var mı? Bilmiyor ve hâlâ ve ne denirse yerimi yadırgıyor gibi yadırgıyorum. Büyüyerek küçülemedin ve saflığında bir yere kadar anlıyor musun? Buraya kadar her söylenen harfiyen yaz ve anlamaya çalış! Söylediklerinden mi söylemediklerinden mi sorumlusun? Aslında her ikisinden de sorumlusun tek kelimede anlatılacak düşlere hiç benzemiyor, söylemek isteyip de söyleyemediklerin! Sonra diyeceksin ölçünün ölçüsü kaçar elbet, iyi olmaktan daha iyi varsa söylemek isteneni anlayacaksın. Ne anlayabilirsin ki yaklaştıkça uzaklaşan doğruya ulaşma zorluğunu? Olsun iyilikler belli bir zorluğun yaşanmasından ortaya çıkmış vesselam!
YORUMLAR