“Giden bulutlara bakmıyorum, bakarsam gidişin geliyor aklıma!” Her ne kadar şair böyle dese ne gelmesin aklına sevdan, sana kırgın! Bekle can inciten an'dan gelecek günler konuşacak. Dursa aklın, yine durmaz saçılır meşkteki has gülün ve severken dikeni kanayan yaranı acıtır!
Her şeyin biraz ötesi var ve biraz ötesinde ne var bilmiyorum! Attığım bir adım ya ileriye ya da geriye çekiyor. Atları değiştirme vakti, biliyorum yoruldular ve biliyorum ki gidilecek yollar çok uzun, geçilecek sular çok derin!
Maviden kalma yeşile sevdamız vardı ya gün ağarmadan atılan tohumlar gövermesini sonra
boy verip başak ile buluşmasını düşünüyorduk! Öyle oldu mu düşündüğümüz gibi? Evet oldu ve bahar kurak geçmedi. Nisanda ve mayısta beklenen yağmurlar yağdı biliyor musun? Nereden bileceksin susuzluktan çatlayan kaç çorak topraktan geçtin! İklimimden bihaber diye konuşmak kolay diyeceksin! Diyelim haberim oldu ne olacak? Hiçbir şey olmayacak ve sen yazmaya devam et Yüksel! Zaten öyle yapıyor ve kurak düşlerime bereket var diyorum.
Şimdi neredesin ve ben neredeyim hüzünlü vaktine teyet geçişler șerha șerha! Çağlayanlar yüksekten düşer, kartallar yüksekten uçar ve bunları bildiğini düşünerek yükselen bir değersin desem açıklayamam dünya ölçüleriyle! Aslında senin değerine değer katan kendinden bir başkası değil ve bunu fark etmek bana düşüyor. Başa bela güzelliğinin yanında liderlik özelliğin ve baskın karakterin var. Artık bir ipte iki cambazı oynama vakti gelip geçiyor. Bu iç sesi metnimi okurken cambaza bak cambaza deyip kandırdığımı düşüneceksin, düşünme!
Nefesini tutmuş ve burnundan soluyan sözler
bir adım geriye derken şahlanış ileri! Ağzımdan çıkan sözleri kulakların hiç duymayacak. Sık avuçlarını ve duvarları yumrukla, sonra aklına kazınacak söyleyeceklerim. Kimseler duymayacak ve okumayacak kimseler. Sen yine yalnız ve yine kimsesiz kalacaksın! İşte böyle bir bahar sabahına uyanan düşlerim.
YORUMLAR