Gidilecek gerçek yerin kendimizden bir başkası olmadığını anlamalıyız. Pergel gibi bir kanadı kendi merkezinde sabit, diğer kanadı etrafında dönerek olup biten ne varsa bu alemde bilgi adına toparlayıp getirmeli! İnsan için zaman ve mekan kendi durduğu merkezinden ibarettir.
“Deve kuşu tehlike geçsin ve olup bitenleri görmezsem bana hiçbir şey olmaz diye başını kuma gömmüyor! Sadece yumurtalarını kontrol ediyor ve eşiyle sırayla yapıyorlar! Bazen salağa yatanları düşündükçe bu doğru bildiğimiz yanlışı görünce deve kuşunun davranışı aklıma geliyor ve kim bilir ne işler çeviriyor diyorum!”
“Sen de onun gibi salağa yatıyor musun?”
“Bilmiyorum salağa yatıyor muyum?”
“Uç!”
“Deveyim.”
“Koş!”
“Kuşum.”
“Deve kuşunun hikayesinin doğrusunu bildiğine göre daha ötesini yapıyorsundur?”
“Geçenlerde ne oldu biliyor musun!”
“Ne oldu, anlat hele?”
“Yıllar önce yazdığım bir metni arkadaşım kendi yazmış gibi bana gönderdi bak olmuş mu diye! Ben de baktım ve bu yazı bana hiç yabancı gelmedi içimden diyerek ve salağa yatarak hiç fena değil, güzel olmuş!”
“Sonra ne oldu, metni sahiplenip gitti mi?”
“Yok gitmedi. O da salağa yatmış ve gülümseyerek kendi yazdığını nasıl bilemezsin diyerek gülmeye devam etti.”
“Binlerce yazdığın metin sözlerini hiçbirini unutmazsın ve farkına varmasan şaşardım!”
“Evet, insanın cümle yapısı kendi parmak izine benziyor. Nerede karşına çıkarsa çıksın anlıyorsun.”
Hayat, kim bilir kaybolduğumuz bir yer zaman ve mekansız. Kim bilir çıkış arıyoruz öğrenerek!
Belki bir şiir, belki bir hikaye, belki de ölmeden önceki son cümle ile! Biraz daha düşünsen yok artık, biraz daha beklesen yok artık! Vakit dar!''
YORUMLAR