Bu hayatın öğrettikleri ve öğretecekleri neler var neler! Ben öğrendim oldum ve nihayete erdim yok. Dönüp bir bak öğrenme mevzusunda ne kadar yol aldığına! Mevzu çok derin! Ne göreceksin biliyor musun, burnunun dibini ve bir arpa boyu yol! Dönüp bir de önüne bak sonsuz bir derya ucu bucağı görünmez, işte senin yolun bu! Başa dönüşler, tekrarlar, keşifler, icatlar, doğru bildiğin yanlışlar, yanlış bildiğin doğrular, her insanın bir dünya olduğu ve bozulan ezberin vs.
Hiç öyle olmadığını bildiğimi biliyor lâkin ifade biçimde zorluğu ve görünüşe aldanıșı var!
İnsan öğrenmeye ilk önce kendisini öğrenerek bașlamalı. Kendisini bilmeyen bir başkasını bilemez ve kendisini bildiği kadar öğrenir. Her ne kadar kendisini iyi öğrenir ve öğrenmeye devam eder işte o vakit öğrenmenin kalitesini yakalar. Bu daha çok kendi ana dilini iyi bilen yabancı bir dili daha kolay ve güzel öğrenmesine benzer.
Kaç yıllık zamandan geldin söyle değil mi sen geçiyorsun bir de senden geriye kalanlar?
Her insan bir dünya demiştik ve dünyalık ihtiyaç ve donanımlar her ne kadar benzer bir durum ifade etmiş olsa da öğreneceğin bir durum söz konusu oluyor ve şaşkınlığın başlıyor ve şaşkınlığın bittiği yerden tekrar bir yenisini öğreniyorsun, sonra can alıcı iki rengine, yani mavi ve yeşile teşne adımların rahvan! Ve çekiyor seni mavinin derinliği ve sonsuzluğu, sonra türbe rengi yeşiline kapılıyorsun ve huzuru yakalıyorsun mistik alanlarında...
Zahmet pınarından sebepsiz akan yorgun telaş ile çabuk öğren diyor ve en çabuğundan!
Kendine ve bir başkasına yasaklı düșlerim var derken ruhunun en güzel yerlerini keşfedip yeni yeni zirvelerini yoklamak zor olabilir ve hatta imkansız! Her ne olursa olsun dünyan ile değişen ve gelişen kristal düşler var. Hiç bitmeyen bir yolculuk bu! Belki teğet geçiyorum belki de etrafında dönüp duruyorum. Adımlar karınca misali ve varmak meçhul zamanlara lâkin varmak için bir emek!
Bekle, hazırlıksız yakalanacağını bilsen bile..
YORUMLAR