YÜKSEL KÖKER

YÜKSEL KÖKER

[email protected]

İNANMAK

22 Temmuz 2024 - 00:01

Mucizeye yakın doğuyorsun, sonra ölüyorsun ve o mucizen gerçekleşiyor. Bir hayli yaşamak, tüm zamanların iklimini değiştiren ve kıtalarını kaybettireden fiiliyatında gördüklerin ile sınırlı, yani gündelik yaşadıklarımız desek biraz daha doğruya yaklaşmış oluruz. O halde öl mü? Yapamam. Orhan Veli'nin dediği gibi atamam kendimi denize dünya güzel... Atmasa ne şair genç yaşında şiirlerini ardından bırakarak o mucizeyi gerçekleștiriyor. İyi güzel de dünyâlık kaygılar ve telaşlar neyin nesi? Ne olabilir o mucize öncesi ayak sesleri. Mucizenin gerçek olmadığına inanmadıkları için mi dünyanın ipine fazla sarılıyorlar. Oysa ölümün mucize olduğunu bilseler göze çarpan bir tane insan bulamazsın. Doğmak elle tutulur, gözle görünen ve buna mucizeye yakın diyorsun, halbuki öldükten sonra mucizenin gerçekleşmesi meçhul ve soyut. Bunun dünya ölçüleriyle veya laboratuvar şartlarında ispatı gerekiyor. İnanmak her şeyin başı ve inandıktan sonra karşılık bulursa daha kıymetli oluyor. Tam teslimiyet diyoruz buna. Ayrıca mikroskop çıkmadan önce mikroba inananlar hep kazandı. Biri dese ki mikrop var gözle görünmeyen kimseler inanmazdı. Mikroskop çıkınca inanmak zorunda kaldılar.

Kendi dünyamızdan çevre kontrolü yaparak yazmaya çalışsak ne hayat bir yazı metni kadar evrenin başka boyutundan baktığında. Bireyin ruhsal dünyasındaki gelişmeler ve değişimeler dış şartların zorluğu göz önüne alınmadan sadece inanmaktan özge gerçeğinden yola çıkarak çözmeye çalışmak beyhude. 

İnanmak insanı güçlü kılıyor, mutlu ediyor ve bitimsiz bir enerji yakalıyor. Doğru doktor, doğru teşhis ve doğru ilaçlar olduğu halde hasta doktoruna inanmıyorsa iyileşmiyor. Bunun aksi durumları, yani pleasebo etkisi var. Yanlış olsa bile inandığı, onunla iyileşebiliyor. Karıncanın ateşe su taşıma misali ve yetişemezse bile o yolda ölürüm inancından yola çıkarak karıncanın adımları gibi yazarak belki mucizenin ölmeden önce görme şansını yakalar ve mucize sonrası güzellikleri anlamış oluruz. O halde başlasın mı bu yolculuk? İyi de nereye ve nasıl? İnanan bunu sormaz ve atar bir adım ve bitimsiz yolculuk başlar. Başlasın bakalım sen de geliyor musun? Tabii ki geliyorum iç sesinsiz olur mu? Olmaz lâkin aklım hep çifte kavruk gözlerde. Gelir mi? Bilmiyorum söyledim gelir veya gelmez ona kalmış ama onun gelmesini bekleyeceğim.

YORUMLAR

  • 0 Yorum