SELÇUKYA VE 21. ANKARA KİTAP FUARI

Güzel bir cümlenin peşine düştük ve göze hoş gelen ne varsa sıraladık pekişen... Bundan daha güzeli yazılır mı sorusuna, yazılır diyerek. Öylesine yazdın ne anladın ya da ne anladılar? Daha ne olsun mükemmel değiliz lâkin mükemmeli aradık yazarken. Bitti mi? Hayır, mânâ kapısının zorladık; bir omuz, bir tekme ile olmadı yerinden söküp getirdik. Devam diyorduk ve bir adım atıp başladık yazmaya. Yazdıkça yolun henüz başındayız ve bir arpa boyu yol almadık temkinleriyle. Yazdık biteviye, yazdıkça hevesimiz arttı ve dönüp baktığımızda bunları ben mi yazdım şaşkınlığı süsledi düşlerimizi. Sonra anladık ki yazdıkça bilinmeyenden mânâ akışı durmuyor ve seni yazmaya itiyor. Belki ruhumuzun yükünü almayacak lâkin bir rahatlama olduğunu fark edecek kadar duygular belli ediyor. 

Yazdıklarımız karșılık bulup anlam kazanacak mı derdinde değiliz lâkin iyi mi kötü mü yazıyoruz? Sorusunun cevabını hep aramışız. Her ne kadar olumlu dönüşler alsan da işin ehli bir yerden teyit alma ihtiyacı hissediyorsun.

Evet, rüya gibi geçen 21. Ankara kitap fuarında okurlarla buluşmanın güzel keyfini yaşarken Selçukya Kültür Sanat Derneği standında kırka yakın Konyalı ve dışarıdan gelen yazar ve şairle fuara damga vurduk. Okur sohbetleri karşılıklı soru-cevap şeklinde devam ederken dost ziyaretleri ve yeni okurlar ile tanışma fırsatı bulduk. Bunlardan en ilginç olanı standımıza gelen yazarların hocası. 
Yazarların hocası kitaplara bakarken hiç çekinmeden gerekçesiyle birlikte yazarın yüzüne hatalarını söylüyordu. Bir cümlede iki benzer kelime olmaz, sözlerin akışına göre anlamı değişik olsa bile diyerek tartışma konusu olmuştu. Sonra Fatma Șeref başkanımızın AȘK GÜNEŞE BENZER romanı ile benim SANA ÖLMEK kitabımı imzalı aldı. Ertesi gün sırf sizi tebrik etmek için üşenmeden geldim. Fatma Şeref yazarın kitabında hata yok, kusursuz yazılmış! Yüksel Köker sana gelince deyince, eyvah dedim gömecek! Buyur hocam hakaret ve küfür dışında eleştiriye açığım, söyleyin ne söyleyecekseniz? Evet, Yüksel Köker senin kitabı yarı ettim, gidince bitireceğim. Kısaca şunu diyeceğim; üslup yönünden Türkiye'de teksiniz. Nevi şahsınıza münhasır cümle yapınız beni şaşırttı, ilk defa böyle bir kitap sarstı ve dönüp bir daha okudum. Şaşkınım daha önce böyle bir üslubu hiç görmedim. Devam edin yazmaya diyerek, ayaklarımızı yerden kesecek kadar mutlu olduğumuzu fark ettirmesek bile gözlerimizden anlamıştı.

Enaniyetten uzak duran ve tevazu göstermeye çalışan biri olarak bunu nasıl anlattım dersem, hoș görünüze sığınarak anlatmak zorunda hissettim. Anlaşılmak güzel duygu ve doğru anlaşılmak dünyanın en güzel duygusu. Emeğin karşılığını almak mutluluk, belki de mutluluk böyledir kim bilir.