Nazende gül mü yoksa ayrık otları mı? Bilinmez lâkin bir tanesi çok farklı açmış ve gönülden gönüle esriyen rüzgarın sürüklediği tohumlardan sanki. Neyse ne nadasa bırakılan topraktaki yerini hiç yadırgıyor mu yadırgamıyor mu ona bir bakmak lazım! Başka ne lazım? Can suyu. Daha başka? Biteviye gönülden sulamak ve okşamak. Peki, sen razısın, o razı mı? Bilmiyorum, koklamadan anlamak ne mümkün! Ne duruyorsun kokla. Ah ne kadar kolay kokla demesi, sen yakın uzaklık nedir hiç yaşadın mı ya da biliyor musun? Nasıl bir şey bilmiyorum. Șöyle anlatayım; hissettiğin kadar yakın, dokunmak istediğin kadar uzak. O ne düşünüyor acaba diyorum senin düşündüğünü de düşünüyor mu? Belki benim kadar, belki de fazlasını düşünüyor. Anlaman lazım değil mi? Evet, ne kadarını anlayabilirsin ki yazıya dökmekle ve yazıların tesiri kadar var mı onu da bilmiyorum, işte içimden geçen bunlar.
İç sesinden hiç sesine doğru uzanan yolculuk ve durakları tekin değil. Çoklu parçaları var bir araya gelebilmenin ve sadece senin parçalarının bir araya gelmesi ile olacak değil! O ne durumda, zamanı mı kolluyor yoksa bütün dünyayı karşısına alıp her şeye rağmen mi diyecek bilmiyorum ama stratejik düşündüğünü hissediyorum. Zaman, mekan, konum ve dahi şartlar! Zorlasan ve kotarsan hayatın bir yerinden olur mu? Olura, olmazsa bakmıyor ve ne kadar bende var ona bakıyor. Nasıl bakıyorsun? Tabii ki öküzün trene baktığı gibi değil, can alıcı gözle bakıyor, sanki gözümde kalacak gibi bir his! Hislerinde yanılmazsın ve hissettiklerini yaşarsın! Öyle de iç sesim, bu bașka nasıl anlatsam da sana söz geçirsem! O kadar bir uyum var ki, içinde uyumsuzluğu beraberinde tasıyor. Bülbülün güle yakıştığı gibi desem mevsim bitimsiz kış ve hiç bahar gelmeyecek. Her mevsimin güzelliği var ve o güzellikten gitmeye çalış! Mevsim güzelliğinin tahlilini yapacak durumda değiliz dar vakit ve hep baharda açar. İkinci bahar? Yok öyle bir şey ve sadece şehir efsanesi.
Ne olur bilmiyorum, sakin sakin iç çekişlerine dön ve bekle diyebilirim. Yapma şunu, daha ne kadar? Kelebek ömürlü bir hayat ve üç çeyrek asırdan gün almış yaştayız. Olsun hissettiğin yaştasın ve düşlerin çok genç. O halde daha fazla sevmeye ve özlemeye devam mı? Evet, başka seçenekleri görene kadar.
YORUMLAR