Beni bir cümle ile cümle aleme nasıl anlatmak istersin? Zamansızlık bu olsa gerek der ve susarım! Lâkin susturmazsın anlat dersin daha başka daha başka! Aslında șimdiki sen diyorum buna! Değilsin desem nice seneler geçiyor. Geçtiğine bakma gözlere görünmez sakladığın bakışların var! O bakışlarında olmanın tam zamanı ve zamanı yerli yerinde.
Geç veya erken diyebilir miyim? Tabii ki geç ve bazı şeyler var lâkin hiçte geç sayılmaz. Ahh gümüş zirvelerden baktıkça ram olur gözlerin ve dahi câna iștiyak eksile eksile artarak devam eder ahvâlin!
Sakin esen bir zaman ve kimsesiz bomboş bir mekan! “Doğru mu duyduklarım, gördüklerimi sen de gördün mü?” Arada bir karşılaşılan sorular! Evet, dünya çarkında kendi hâlin diye bir yer var; kimine uzak, kimene yakın! En iyisi mi gidip ne hâlin varsa görmeli değil mi?
Başka bir gün bambaşka bugün! Çifte kavruk gözlerin yaklaşıyor uzaklaştıkça hâyâlin! Öyle kalıyorsun kara kalem ile ruhuma çizdiğim yağmurdan sonra açan güneşi. Ya sonsuz bir ayrılık ya da hâyâlin ile avunmak! Hangisi?
Bilmiyorum hangisi birine razı et edebilirsen.
Niye ölümü gösterip sıtmaya razı eden bir halin var? Benden uzaklaşmaya gör senden çok uzak kalınca ölümü hatırlıyorum ve hasretine razı oluyorum.
Abartıya kaçan deyimler kifayetsiz ve diz boyunu geçti hesret suların çene hizasını zorluyor boğdu boğacak! Sonra mı insan çabalıyor ve çabası çaba değil, çünkü çabalar da bir yere kadar! Çırpınış telaşın sonuna düşen seyrine kapanır göz kapakların ve yarı ölümü beklersin, acaba gelir mi?Beklediğinden fazlası gelir ve uykunun en derini, derinin de derini! Ağrı, sızı yok, öyle rahat, öyle huzurlu, yastığı, yorganı toprak ve ötesininde ne var ne yok hiç bilinmiyor! Öyle san ve sanma ki göz kapakları bir daha açılacak, birkaç bakımlı veya bakımsız bedene ruhtuk işte!
YORUMLAR